VASER tekniğinde cilt altına sokulan bir kanül yardımı ile ultrasonik ses dalgaları çalışılacak bölgeye iletilir. Ses dalgalarının yarattığı yüksek titreşim yağ hücreleri arasında baloncuklar yaratır ve hücreleri yapıştıkları 3 boyutlu bağ dokusundan ayırır. Yerlerinden oynatılan yağ hücreleri sonrasında bildiğimiz vakumlu aspirasyon yöntemi ile kolayca dışarı alınır. Ultrason enerjisi oldukça güvenli bir enerjidir; yağ hücrelerini yerlerinden oynatırken ne bu hücrelere, ne de çevredeki sinir, damar ve bağ dokusuna hasar vermez.
VASER probu ile verilen ses dalgaları baloncuklar oluşturarak yağı hücreler haline ayrıştırıyor
Bu teknolojiyi ilk geliştirip uygulayan firmalar ultrasound assited liposuction adını vermişlerse de 2002'de özel başlıkların geliştirilmesi ile VASER (Vibration Amplification of Sound Energy at resonance) ortaya çıkmıştır. Pulsatil ve hassas bir sistem olarak VASER ultrasonik liposuctionlar için genel bir isim olarak da kullanılmaktadır. Ancak VASER cihazı kullanılarak yapılanlar tercih edilir.
VASER işlemi aslında klasik liposuction işlemi öncesinde yapılan bir ek bir girişim olarak düşünülmelidir. Yine genel anestezi altında ve ameliyathanede yapılır. Yine başlangıçta cilt altına damarları kapatan ve ağrı kesici içeren bir solüsyon verilir. Ancak normal liposuctiondan farklı olarak vaser kanülünü sokmak için biraz daha geniş giriş kesileri oluşturulur. İşlem sırasında ısınan vaser kanülü cildi yakmasın diye giriş deliğine plastik bir koruyucu takılır. VASER ile bir bölgeye, enjekte edilen her 100 cc solüsyon için 1.5 dk ultrasonik enerji verilir. Bu kısa sürede bile yağların parçalandığı izlenir. Daha sonra normal negatif basınçlı liposuction kanülü ile aynı delikten girilerek sıvılaşmış yağlar dışarı alınır. Yağları sıvılaşıp akıcı hale gelmesi, cilt altında tüneller açmaya gerek kalmadan yağın dışarı alınmasına olanak verir. Bu özellikle ameliyat sonrası ondülasyonları azaltan bir özelliktir.
VAZERin bir başka faydası da yağları alırken aralarındaki septa denilen bağlara zarar vermemesidir. Bu sayede cilt altındaki bütün yağ alınsa bile cilt kas üzerindeki esnekliğini koruyabilir ve yapışıklık göstermez.
Çıkarılan yağ hücreleri canlıdır ve yağ enjeksiyonu gereken yerlere hemen enjekte edilebilir.
Daha sonra dren konup insizyonlar kapatılır ve korse giydirilir.
İyi spor yapmış ve kaslarını geliştirmiş bir erkek vücudunda cilt altı yağ dokusu yok denecek kadar azdır. Cildin kasların birleşim noktalarında girintiler oluşturarak gölgeler yaratması kaslı bir vücudun görsel güzelliğini yaratır.
Kolombiyalı bir cerrah olan Dr. Alfredo Hoyos, vaser teknolojisi ile cilt altındaki yağları yer yer tamamen alarak, bazı yerlerde muhafaza ederek, gerektiği zaman da yağ enjeksiyonları ile kalınlaştırarak kaslı bir vücut görüntüsü yaratılabileceğini göstermiştir. High definition VASER liposuction denilen bu teknikte özel liposuction kanülleri de kullanılır. Ama en önemli kısım hasta seçimi ve planlamadır.
High definition liposuction için en uygun adaylar daha önce kas çalışmış belli bir vücut formatı kazanmış ama zaman içinde bu şekli koruyarak yağlanmış kişilerdir. Çeşitli kas gerdirme hareketleri yaptırılarak kasların sınırları işaretlenir ve bu sınır bölgelere cilt altı yağ dokusu sıfırlanana kadar liposuction yapılır. Bu şekilde çerçevelenen kasların orta kısımlarından yağ alınmaz, hatta gerekirse kas içine yağ enjeksiyonları yapılır.
High definition VASER liposuctionda mor bölgelerde cilt altında hiç yağ dokusu bırakılmaz, eflatun alanlarda ise diğer yerlere göre daha yoğun liposuction yapılır. Six pack bölgesine, pektoral kas veya deltoid kas içine kaslı görünümü arttırmak için yağ enjeksiyonları da yapılabilir.
High definition tekniği her tarafı yağlı veya hiç kası olmayan kişilere uygulanırsa suni veya çirkin bir görünüm ortaya çıkabilir.
High definition VASER uygulaması sonrası inceltilen kısımların korunması için plaka ve sünger destekli özel korseler giydirilir.
Ameliyatın hemen sonrasında ilt altı kanamalar ve morluklar oluşabilir. Bunlar 10 gün içinde kendiliğinden geçer.
Opere edilen bölgelerde kan toplanması (hematom)veya sıvı birikimini (seroma) önlemek için ameliyat sonunda kesi yerlerine 1 veya 2 dren takılır. Buna rağmen az da alsa hematom ve seroma riski vardır. Olursa bunun hemen boşaltılması gerekir. Uzun dönemde hematom da emilip kaybolsa bile, kaybolduğu yerde bir çöküntü yaratır.
Ameliyat bölgesinde ciltte hissizlik olur. Bu 6 ay içinde kendiliğinden düzelir.
Düzeltmeler göz kararı ile yapıldığı için iki taraf arasında asimetriler oluşabilir. Masaj cihazları ile bu düzeltilemezse ikinci bir işlem gerekebilir.
Çok nadiren yağların kana karışıp akciğere gitmesi ve pıhtılaşma yaratması ile yağ embolisi oluşabilir. Bu ölüme varan sonuçlara yol açabilir.
VASER teknolojisin en büyük üstünlüğü ve farkı da hiçbir şeyi bozmadan yağları yerinde oynatma becerisidir. Böylelikle: